Gece saat 12.00
ve biz hala "bütün çocuklar uyudu ece, bütüüünnnn." cümleleri ile onu ikna etmeye çalışıyoruz. o da tekrarlıyor, "bütün üyüdü, bütüüünnnn." sonra yine hiç anlamamış gibi devam ediyor, "kaanin yukarıda, yukarida kaanin"
Ranza aldık da, kardeşi ile paylaşmayı öğrensin yavaştan ve yukarısı tehlikeli, istemesin diye, alt kata barbie'li üst kata Winnie the pooh mudur nedir ayıcıklı takımları serdik, alta ecenin, üste kaanın dedik. ve gece saat 11.00 de girdiğimiz odada, kah ayakta sallayarak, kah yatağına yatıp, yanaklarını tutarak geçirdiğimiz bir saat sonrası 12.00 de 30ncu kere aynı cümleleri kurmakta idi. atatürk şarkısı başlıycak, yukarısı kaanın, jack düştü, noel baba düştü, beyaz ördek suya girdi, guguk üyüdü, yukarıda kaanin.
delirirsin.

sonra birden baba geldi aklına, bir saattir, mayışma, sallama, süt içirme sıfırlandı. yatağında oturdu, son ses babaaaa diye çağırmaya başladı.
baba geldi, kendi yatağımızda aramıza aldık, 5 dakika içinde uyumuştu, ama emin olmak için beklerken geçen 10 dakika içinde de baba ve anne de yorgunluktan en derin uykularına dalmışlardı bile. gece saat 03.00 gibi annenin kaanın baskılarıyla gelen çişi sonrası Ece, barbieli yatağında uykusuna devam etti.
hayır öyle cin ki, ille de hafta içi saat 11.00-12.00 lere kadar gündüz uyumasa, sabah 06.30 da kalkıp işe gitmek zorunda olan bu hamile, uykuya aç, dinlenmeye aç kadın için akşamları fişini saat 22.30 gibi çekse ne güzel olurdu. ya da olur muydu.... o kadar tatlı ki ve o kadar özlüyorum ki gündüz. ben de istiyorum aslında akşamları mümkün olduğunca uzun yaşamak onunla... (hele o soz pozu yok mu yanakları soğuktan al al olmuş, desktopımdaki.)
ama bir yandan da bazı geceler saat 20.00 lerde salonda sızıp kalıyorum. 1-2 saat, ve yine kaçırıyorum onu.

diyeceğim o ki, evde bilgisayara geçmek için hiç vakti olmayan, uyanış ve eve dönüşle birlite 12 saatini iş hayatına harcamak zorunda kalan, hamile bir anne olarak, evde ece ile ilgilenmek, olursa akşam yemeği toplarlanmalarına destek olmak, bazan ütü veya ufak ev işi yapmak dışında vakti kalmayan bir insan olduğum için siteye fotoğraf ekleyemediğimden kızımdan ve takipçilerimizden özür diliyorum.
her gün işe geldiğimde bir umut evde tavuk oyunu oynayan diğer iki şahıstan biri eklemiş midir diye bakıyorum ama henüz monica kişiliğime rağmen, çabalarımla bir yol katedemedim.
ayrı bir foto arşivimiz var pc mizde. arada bir de babamız tarafından seçilip gönderilen birkaç poz. o pozlardan siteye koyma gönüllüsü olana şifresini de verebilirim sitenin.
bunca lafı etmeme neden olan "Yaşar yetki"lerini de ayrıca kınadım gitti.
sevgilerimle....
anne kişi....
ve biz hala "bütün çocuklar uyudu ece, bütüüünnnn." cümleleri ile onu ikna etmeye çalışıyoruz. o da tekrarlıyor, "bütün üyüdü, bütüüünnnn." sonra yine hiç anlamamış gibi devam ediyor, "kaanin yukarıda, yukarida kaanin"
Ranza aldık da, kardeşi ile paylaşmayı öğrensin yavaştan ve yukarısı tehlikeli, istemesin diye, alt kata barbie'li üst kata Winnie the pooh mudur nedir ayıcıklı takımları serdik, alta ecenin, üste kaanın dedik. ve gece saat 11.00 de girdiğimiz odada, kah ayakta sallayarak, kah yatağına yatıp, yanaklarını tutarak geçirdiğimiz bir saat sonrası 12.00 de 30ncu kere aynı cümleleri kurmakta idi. atatürk şarkısı başlıycak, yukarısı kaanın, jack düştü, noel baba düştü, beyaz ördek suya girdi, guguk üyüdü, yukarıda kaanin.
delirirsin.

sonra birden baba geldi aklına, bir saattir, mayışma, sallama, süt içirme sıfırlandı. yatağında oturdu, son ses babaaaa diye çağırmaya başladı.
baba geldi, kendi yatağımızda aramıza aldık, 5 dakika içinde uyumuştu, ama emin olmak için beklerken geçen 10 dakika içinde de baba ve anne de yorgunluktan en derin uykularına dalmışlardı bile. gece saat 03.00 gibi annenin kaanın baskılarıyla gelen çişi sonrası Ece, barbieli yatağında uykusuna devam etti.
hayır öyle cin ki, ille de hafta içi saat 11.00-12.00 lere kadar gündüz uyumasa, sabah 06.30 da kalkıp işe gitmek zorunda olan bu hamile, uykuya aç, dinlenmeye aç kadın için akşamları fişini saat 22.30 gibi çekse ne güzel olurdu. ya da olur muydu.... o kadar tatlı ki ve o kadar özlüyorum ki gündüz. ben de istiyorum aslında akşamları mümkün olduğunca uzun yaşamak onunla... (hele o soz pozu yok mu yanakları soğuktan al al olmuş, desktopımdaki.)
ama bir yandan da bazı geceler saat 20.00 lerde salonda sızıp kalıyorum. 1-2 saat, ve yine kaçırıyorum onu.

diyeceğim o ki, evde bilgisayara geçmek için hiç vakti olmayan, uyanış ve eve dönüşle birlite 12 saatini iş hayatına harcamak zorunda kalan, hamile bir anne olarak, evde ece ile ilgilenmek, olursa akşam yemeği toplarlanmalarına destek olmak, bazan ütü veya ufak ev işi yapmak dışında vakti kalmayan bir insan olduğum için siteye fotoğraf ekleyemediğimden kızımdan ve takipçilerimizden özür diliyorum.
her gün işe geldiğimde bir umut evde tavuk oyunu oynayan diğer iki şahıstan biri eklemiş midir diye bakıyorum ama henüz monica kişiliğime rağmen, çabalarımla bir yol katedemedim.
ayrı bir foto arşivimiz var pc mizde. arada bir de babamız tarafından seçilip gönderilen birkaç poz. o pozlardan siteye koyma gönüllüsü olana şifresini de verebilirim sitenin.
bunca lafı etmeme neden olan "Yaşar yetki"lerini de ayrıca kınadım gitti.
sevgilerimle....
anne kişi....