iyi ki doğduk

Thursday, June 16, 2005



ECE aramıza katıldı, hayatın anlamını öğrendik, evimiz neşelendi.

16.06.2004 07.30 kızımız doğdu
gülüyor
biberon / emzik sevmiyor
ilk konuşma denemesi ; tükürük saçarak büüüü
iki elini de uzatarak oyuncaklarını tutuyor, ekmek kemiriyor
melba / amme dediğimiz meyvayı severek yalıyor, alınca ağlıyor
memede ya da ayakta sallanarak uyuyor, iki kişi battaniyede denedik bir kez de bir bebeğin yüzünde korkunun nasıl olduğunu gördük
iki yanına da dönebiliyor
tanıdığı şarkılarda başka birşeye ilgisini bırakıp dikkatle seyrediyor
27.11.2004 efeden korktu, ağlamaya başladı, sanki önceden korkacağı köpek deneyimi olmuş gibi... ertesi gün ağlamamayı da bildi ama
01.12.2004 anne işe başladı, teyzeye devir teslim...
06.12.2004 bla bla bla diye söyleniyor gibi konuşuyor
13.12.2004 ellerimizi uzatınca birimizin kucağından diğerine gitmek için yöneliyor
13.12.2004 tanıdığı şarkılarda bizimle birlikte el ol bacak sallayarak neşe içinde gülüyor, heyecanlanıyor, bir nevi dans ediyoruz. En sevdiği şarkılar ;
candan erçetin – melek
mirkelam – aşkımsın
nil k. – bütün kızlar toplandık
pamela – istanbul beni mahvetmiş
25.12.2004 elimizi ağzına tutunca ses çıkarıyor, kızılderili şarkısı çıkarıyoruz.
Boyner mağazasında babasının kucağında oyuncaklara bakarken, ellerine alıp sevdikleri tavşanın arkasından mızırdanıp yine istemiş, yani kızımız ilk kez sokaktaki oyuncaklara tutturmaya başlayacağı sinyalini verdi.
Bacaklarının üzerinde hoppidi hoppidi yapıyoruz.
Süt emerken kedi yavrusu gibi mememi mıncıklıyor
Sokakta gezmeyi çok seviyor
Halının üzerinde bir tarafta bırakıyoruz, başka bir tarafta buluyoruz. Sürünmeye başladı.
30.12.2004 maalesef ilk hastalığımızı olduk. Üşütmüşüz, burnumuz akıyor, ateşimiz var. Çok üzgünüz.
02.01.2005 yeni bir yıl ve ilk dişimiz çıkmış. Teyzemiz 3 ü ptesi farketti ve müjdeledi.
04.01.2005 sanırım ikinci diş de geliyor, gripap öksürük yanına bi de diş huysuzluğu eklendi. Ama öyle tatlı ki.... hatta anneye de bulaştırdı hastalığı ama olsun. ikisi de iyileşirler işallah hızla
ha bu arada yılbaşında büyükbaba ve babaanne vardı. Ece baba dedi, derken dede de kızım dedik dede de dedi. (henüz çok bilinçli olmasa da)
19.02.2005 İstanbulda mervenin nişanına gittiğimizde, yerde emekleme pozisyonundan oturma şekline geçti
bu hafta sonu kızımız ilk kez uçağa bindi. Çok uslu ve keyifli idi
dayısı ona yürüteç hediye etti.
27.02.2005 Artık emekleme hakim. Mutfağa kadar geliyor, cd leri deviriyor, hatta cam sehpalara tutnarak ayağa kalkmaya çalışıyor. Yatağının kenarlarına tutunarak dizleri üzerinde durup etrafa gülücükler atıyor. Çok tatlı çok.
Yatakta uyanınca babasının yüzüne bakıp, baba dedi.
28.02.2005 bugün teyze ankarada duygunun pasaport işleri için. Ve ilk kez baba kız başbaşa bir gün.... yedek meme olmadan....
bu arada artık ece gel gel, el sallama hareketlerini yapabiliyor. Ama doğru yerde olamayabiliyor, el salla diyince gel gel yapma, durup dururken el sallama gibi. Bir de öpücük verme denemelerimizin biri başarılı oldu.
26.03.2005 yürüteçte çok ustayız. Hoppalada değişik dönüş ve hoplama taktikleri ile eğleniyoruz. Koltuklara tutunup ayağa kalkıyoruz. Dilimiz ile lali lali, pırt, gibi sesler çıkarıyoruz. Efektleri öğrendik diyebiliriz. Top oynuyoruz yerde. Çiçeklere bayılıyoruz. Çiçek, balık, tiktak diyince ilgili yerlere bakıyoruz.
01.04.2005 bilgisayarda fotoğrafına bakarken, o da gördü ve aaaaaaaa diye çok şaşırdı, sevindi, hoşuna gitti. Pazar günü de babasının kucağında playstation kumandası ile ona eşlik etti.
Mayıs 2005 dedeler gözdemiz. Özellikle Cengiz dedenin kucağından inmeyiz. Annemizdeyken bile gözümüz kapalı gitmek isteriz. Cihan’ımızın nişanında ve Hilal’imizin düğününde yürüteç ile oynar, tüm salonu kendimize hayran bırakırız. Hele de teyzemizin diktiği gelinlik ve çiçekli taçla güzelliğimize güzellik katılmış, gülücüklerimizle etrafımız şenlenmiştir. bu arada 6-7 adımı kimse tutmadan arkamızda babamız varsa onun güveni ile yürümek ilk adımlar için çok keyiflidir. Bu da böyle biline.
Haziran 2005 alkış, tel sarar, öpücük yollama, el sallama, koşar adım yürüme, eğilip yerden gaa (garfield kafası yada top) alıp tekrar devam etme, dede ile telefonda konuşma, dedeyi aramamız için telefonu evde arama, bulunca dede diyip gel işareti yapma, çorabını getir giydireyim denince anlama ve yapma, baba diye seslenme, burunlara bip, yüzdeki organları gösterme, parkta kum oynama, çocukların toplarını sahiplenme, bisikletlerine binmek isteme, mama olarak meyveleri çok sevme, kirazı, eriği çekirdeğini çıkararak yeme. Çilek de gözde meyvelerimizden...

Derken............................

16 HAZİRAN 2005

Daha dün gibi aramıza katılışın.
Zaten sen bizim hayatımıza giren en güzel, en mutluluk verici, en mucize şeysin.
Biz anne baba olamıyorken, ne kaçırdığımızın farkında değildik. o nedenle de hem keşke diyorduk ama hem de bu tadı tatmadığımız için meğer üzülmemiz gerektiği kadar üzülmüyorduk. Güzeller güzeli kızımız, iyi ki varsın ve Allah sana uzun, sağlıklı, mutlu, huzurlu, uzun ömürler, bize de seni izleme, yakınında olma, seninle güzellikleri paylaşma şansı versin. Seni çok seviyoruz. Doğum günün kutlu olsun.... nice yaşlara....