iyi ki doğduk

Friday, November 25, 2005

Ece Şekerim.

Seninle hayat o kadar yoğun ki, günlüğüne yazacak vakti bile bulamıyorum. Oysa aradan geçen zamanda o kadar geliştin, güzelleştin ve dillendin ki...
Arabada bir türlü vakit geçirememen, çantaları cüzdanları karıştırmamız derken, kentkart sayesinde ATATÜRK demeyi öğrendin. Hem de o ne güzel telaffuz öyle. Olimpiyat açılışına katıldığımızda (11 Ağustos 2005 ) neredeyse bir yaşını yeni doldurmuştun ve o gün bügündür öyle güzel TÜRKİYE diyorsun ki.

Bandande
Haççu
Mamanı ye
Aydede aydede
Dandini dandini
Üzüm/elma/amu (armut)/beeni (peynir)
Gıkgık (yumurta)
Dede kapı aç
Dede donduuma
Binbin (crazy forg klibi)
Odit (oktay)
Anne cis (çiş)
Baaç (boğaç)
Feiş
Nusel deyze
Baba üşüdüm
Hatice mmmm
Düt (süt), tay (çay), bu (su)
Biyu (buraya, bunu)
Odabidi (oraya, bunuda, okadar...)
Havluya kadar pek çok kelime...


Artık iştahın da eskiye göre açıldı. Meyveler bir numaralı gözden. Ve makarna. Patates kızartması. Köfte. Et. Çorbaları da bizi kırmayıp yiyorsun genelde.

Seni öyle çok seviyoruz ki... ama o kadar mimik/jest yapıyor mudur başka çocuklar. Bakışların, gülümseyişin, çirkin oluverişin...

Sevdiğin kliplerde oynayışın. Toplara ve balonlara olan sevgin. Baba ile banyo oyunların...

Aaa bir de ev aldık sana. Liderdeki çadırı sevdiğin için. Şimdi evvv diye mutlu mutlu içine girip oynuyorsun. Evinin içinde bir de aktivite merkezi diye bir oyuncağın var. severek oynadığın bu oyuncak için alınış mücadelemi anlatayım sana. Babişkonla toys rus’a gitmiştik. Çünkü o sıralar uzaktan kumandalı araba çekmişti canı ve bir süre internetten araştırdıktan sonra piyasa araştırmasında toys rus’un daha hesaplı olduğunu farketti. Koşarak gittik almaya. (aklına birden geliverir böyle istekler, ve dilinden çıktıktan en geç 15 gün içinde artık ona sahip olmuştur, en son bonzai’lerden bahsediyordu, hayırlısı bakalım) neyse o uzaktan kumandalı arabalar için üst kata çıktığında sen daha geçen gün aldığımız içinden 8 tane top çıkan ve ucuz pakete yapıştın yine. Var annecim diye bıraktırdığımda ağlayarak. Orada pek çok bebek, başka oyuncaklar varken top delisisin hakkaten. İleride sıkı bir spor dalı ile uğraşmanı diliyorum. Neyse ben de bu arada tepki/meleke gelişimine katkıda bulunacak oyuncaklara takılıyorum. Bu aktivite merkezini beğendim. Bir sürü etrafında öğrenebileceğin kelimeler, tanımlar, hakeketli ve sesli oyunlar mevcut. Koşarak seninle çıktık yukarı. (yürüyen merdivenlerden ve hamile hızı tempomla) paramız bu aralar kısıtlı, arabaya değil buna harcayalım diye. Neyseki babişko sana da aldı oyuncağını, kendine de.



Çok tatlı hoşsun ama şikayetlerimiz de var senden. Hala aramızda yatıyorsun ama. Üstelik ayaklarını babana, başını bana dayayarak, bizi kenarlara iterek, kıpırdaya kıpırdaya, sıkıştıra sıkıştıra, 2 saate bir ağlayarak süt isteyerek, bize gece yarıları biberon tutturup, genzine kulağına gitmesin diye başını kontrol ettirerek.
Araba ile biryerden bir yere ulaşımı işkence haline getiriyorsun. Çok sıkılıp dışarı atmak istiyorsun kendini. Mız mız mız. Evde de hepimiz aynı anda aynı odada olalım ve birimiz de mutlaka birebir ilgilensin istiyorsun. Kendi kendine takılmayı sevmiyorsun.

Neyse gerisine başka bir gün sonra devam edeyim. Varsa okuyanımız da sıkılmasın. Sanırım bugüne kadar geldim. Aklıma gelen sevimli anıların, yazmadığım atladıklarım varsa teyze ve babişkon hatırlatır ya da yazarsa sevinirim. İnşallah bundan sonra daha günlük gibi ilerleyeceğim...

Seni çoookkkkkk seviyoruz. Sen başımıza gelen en tatlı, en güzel, en harika şeysin.... iyi ki varsın.