iyi ki doğduk

Monday, June 19, 2006

16 Haziran BİLGE ECE 2 yaşında...




yan komşumuzun yaptığı mütevazi bisküili pasta, alt komşumuzla kutlanarak geçen bir doğum günü. mumları üflerken ağızdan sallanan tükürüğe dikkatinizi çekerim.

1) yemekle aramız yok, 2-3 kaşık yedi mi mutlu oluyoruz. Bi ihtimal ağız açılıp da yiyecek kursağından geçecek sanırsanız yanılırsınız. Ağza alınsa da muhtemelen tükürülecektir, sağa-sola, yere, tabağa, eline....
- benim gücüm var, buradan geçebiliyorum (ranzanın merdiveninin arasında yatağına geçiş,
hemen ikinci cümle ve akrobasi =)
- benim gücüm yok, tükürüyorum, yemiyorum (nunu'nun yatağından yatağına geçiş.

2) Bu yaşı geçen arkadaşlar arasından hala ıhh efekti ile kendini ifade etmeye çalışanlar durakoysun, biz cümle kurmaktan öte, çözüm üretiyoruz artık....
Boğaç - dükkanlar kapanmış muppet show bulamadık babacım, yarın bakarız başkalarına.
Ece - o zaman arabamızla gidelim
BG - anahtar evde
Ece - gidelim, evden anahtarı alalım, arabamızla gidelim.

3) Evde anneye yardım ediyor kızımız, özellikle söz konusu bezelye veya barbunya ayıklamaksa. biraz ayıklıyor, biraz konulan kaptaki taneleri hızla karıştırıp etrafa saçıyor. Yardımdan öte heyecanlı bir etkinlik oluyor, etrafa dağıtmasını önleyerek ayıklamaya çalışma.
Malum barbunyalar beyaz üzerinde pembe - mor dalgaların olduğu bakliyatlar. Karıştırıp dağıtma ötesi akla yeni bir aktivite geliyor, renkli kısımları tırnakları ile soymaya çalışma. O noktada zaten yorulmuş ve kontrolü kaybetmiş anne ciddi, e biraz da sinirli bir ses tonuyla Ece'ye gayri ihtiyari bir soruyor :
- barbunyaları soymak nerenden geliyor Ece ???...
tabiki cevap hazır
- aklımdan.












































hava kapalı. Kaan'da var. Baba işte. zaten zor bir ihtimal olan dışarı çıkma isteği için basit bir bahanesi var bu durumda annenin. kabul görecek kesin diye düşündüğü.
-yağmur yağıyor Ece'cim dışarıya çıkamayız şimdi.
peh. bu mu bahane şimdi...
- Şemsiyemizi alalım o zaman, dolapta...(şemsiyeyi ne zaman öğrendi bilmiyorum ama o yerini bile biliyormuş)

5) bir çocuğa adını koyarken düşünmek lazım. biz düşündük aslında ve kendimiz kaşındık. Ece yetmedi de hatta BİLGE ECE dedik. Şimdiden hem akıl veren hem öğreten bir velede sahibiz. Ama çok keyifli be (şimdilik)
Tuvalete kakam geldi diye oturuyoruz bu hafta. Genelde masal kitabını getirtiyor, okutuyor. Bu kez babasına daha önce bir kez gördüğü ;
-Dalgıç kitabını getir, senin dalgıç kıyafetin var, onu oku bana, benim yok.

6) Nunu'nun içinde çıkartma hediyesi var diye aldığı Magic English CD lerini ister izlemek için sabah. Artık ingilizce kelimeler de dikkatini çeker olmuş belli ki, akşam babası alt yazılı bir film seyrederken televizyondaki ses genel konuşmaların içinde açık seçik all right der. biz bizimkini oyuncakları ile oynuyor sanıyoruz bu arada. kendi halinde meğer dinliyormuş bir yandan.
- all right ne demek baba.
"Tamam" kayda alındı ve öğrenildi.

7) bir torba dolusu kinder suprize oyuncağı içinden, müzik aleti olan 3 tanesi bulunup ayırılır, yeni açtığımız gitar çalan adamla birlikte oynamak için anneye getirilir. dikkatliyiz de yani.

5 Comments:

  • At 12:47 PM, Anonymous Anonymous said…

    valla şemsiyeyi ben öğretmedim..ne zaman öğrendi ki bu kız..Ya-a, vallahi gerçekten BİLGE ECE bu kız....
    NUNU

     
  • At 9:10 PM, Anonymous Anonymous said…

    Ya yerim ama ben onu. Hastasıyım.

    Bir zamanlar Cevat'a şaşırıyorduk, Ece ondan da akıllı olacak adeta.

     
  • At 9:10 PM, Anonymous Anonymous said…

    Foto gönderin de koyayım :)

     
  • At 3:18 AM, Blogger fatocan said…

    Hayretler içinde dondum kaldım, demin çözüldüm ve yazıyorum. Ya, allah nazarlardan korusun onu, ama benim korkum bu hızla giderse yakında benim sohbetim falan açmıycak onu belli ki, ya bana
    "patatis kafa patoş bana hoovercraftları annat" ya da "endoplazmik retikulum golgi aygıtının nesi oluyo" diye soruverirse falan diye bilim teknik okumaya başladım...ühü çok zor lan

     
  • At 9:23 AM, Blogger M2H2 said…

    "aklımdan" cevabında tam dağıldım. Ama reva mı lan bu, onca sene mektuplaş, her sene 3 ay her saniye birlikte ol, hatta ben evlenmeden İzmir'de 4 seneyi birlikte geçir, ondan sonra birbirimizin çocuklarını göreme.. Çok şeyler kaçırıyoruz be.

     

Post a Comment

<< Home