iyi ki doğduk

Wednesday, September 21, 2005

anneci ece...

kızım o kadar tatlı ki, ayağımı burkmuş, uğunur pozisyonda taksiye binmiştik. acı içinde kıvranıyordum. dedesi babaannesi dikkatini başka yere çekmeye çalışsa da, gözü üzerimde idi. gözlerimden acımı tutamadığım için dökülen yaşlara dayanamayıp, annemmm, benimmm annemmm diye bana sarılışı, kollarımı, yanaklarımı öpüşü o kadar tatlıydı ki... annecim, düştüm uf oldu ama geçti dedim kandırmak için. o da ellerini bitti der gibi yapıp geçtiii dedi iki kere geçtiğine inanmak için... onun yanında ağlamamayı öğrenmem gerektiğini anladım. onun üzüldüğünü görmek istemiyorum hiç bir zaman.

şimdi evdeyim. ayağım alçıda. bu tuhaf durumdan hiç de memnun değil. ayağa kalkamıyor olmam, karnımda ömrü boyunca ona destek olacak, eşlik edecek ve belki bizden bile çok sevecek kardeşini taşıyor olmam nedeniyle hareketlerime de dikkat ediyorum. o ise her zaman yaptığımız gibi ben ayakta, o kucağımda, power türk eşliğinde dansetmediğim için bana kızıyor. üzülme şeker kızım. bir iki güne umarım ayağımın üzerine basabilirim. o zaman bu sağlam alçı ile çok daha güçlü bir ayakla dansederiz seninle...

senin asla pabucunu dama atmayacağım. sen benim babişkonla evlendikten 8 yıl sonra 5 yıllık bir tedavi süreci sonrası, kendiliğinden olan (babanın ve Allah'ın da katkı ve desteği ile) MUCİZE KIZIMSIN... ilk göz ağrımsın lafı bile az gelir sana. seni öyle çok seviyorum ki, sana bakan teyzenin yaptığı fedakarlık, kendisini çok sevmem, aramızdaki diyalog... bu tadı senin de tadmanı ve bu güzellikten mahrum olmamanı istediğim için hayatımın belki de önümüzdeki 2-3 yılını çok zorlu bir sürece feda edecek olmama rağmen yakında sana bir kardeş hediye edeceğim için çok mutluyum. umarım ona kavuştuğumuz ilk günden itibaren sen de onu hiç kıskanmadan çok seversin. tıpkı benim kardeşlerimi, babanın cihan amcanı, duygunun fatihi ( okadar anlaşamadan geçen yıllar sonra), hilalin mehmeti (canım abimin, babalarının ciddi tavırları ile hiç didişip kıskanma lüksleri olmadan, birbirlerini zaten hep sevmek zorunda olarak ve şimdi de babasız kalınca zaten deliler gibi kenetlendikleri), annemin teyzemi (birinin deliliklerine diğerinin saflıklarına rağmen hiç bir zaman kopamayan belki de türlerinin son örnekleri kardeşler) vs. sevdiği gibi seversin...

babacııı dediğin canım baban çok uzatıyorum lafları diye eleştiriyor beni. sanırım haklı. çok şey söylemek, çok detay vermek isteği içine giriyorum nedense günlüğünü yazarken... geleceğe mektuplar gibi... sen anladığında ve okuduğunda, umarım yanında olurum ve kısa kestiğim, kafanı karıştırdığım kısımlarını da benden dinlersin...

seni çok seven annen...

1 Comments:

  • At 9:02 AM, Blogger sedaa said…

    Selam..
    bende sizden görüp yaptıydım şu site işini...
    Önceliklen tebrik ederim..Herşey istediğiniz gibi olsun..Koccaman büyük bi aile olun..
    http://hos-seda.blogspot.com/ yazarken ece bilgeyi de yazıyodum bi bakiimm dedimm.anaaaaa..

     

Post a Comment

<< Home